Akutun Anlamı Nedir? – Bu Bir Bilimsel Soru Değil, Gel Beraber Öğrenelim
İzmir’de yaşıyorum, her şeyim tam yerli yerinde. İşte bir kahve alıp kafamı dinlerken düşündüm, “Akutun anlamı nedir?” Neden? Çünkü hayat bazen seni öyle anlarda yakalar ki, aklındaki ilk soru bu olur. Örneğin, akşamki akşam yemeğinde karnım ağrıyordu. “Aman ne olacak, belki sadece midemi üşüttüm” diye düşündüm ama bir an sonra aklıma geldi: Akutun anlamı nedir?
Sonra baktım, etrafımda öyle bir kafa karışıklığı var ki, kimse de cevabını vermiyor. Arkadaşım Burak’a sordum, “Akutun anlamı nedir?” dedim. O da bana “Hah, Akut’la ne alakan var?” diye şaşkın bir şekilde bakıp, “Bilmiyorum abi, o ne ya?” dedi. İşte o an fark ettim ki, Akut bir şey değilmiş, herhalde bir isim ya da bir şey. Ama ne?
Akut, Hızla Tanıdık Bir Kavram Oluyor
İlk olarak şunu söyleyeyim: Akut bir sağlık terimi. Şu an kendimi biraz doktor gibi hissettim ama sakin olun, bir hastalık tanısı falan koyacak değilim. Akutun anlamı, genel anlamda “şiddetli ve ani” demek. Mesela bir hastalık “akut”sa, bu demek oluyor ki aniden başlıyor ve çok şiddetli olabiliyor. Yani birdenbire “Aaa, acı başladı!” tarzında bir şeydir.
Benim gibi sürekli espri yapmaya çalışan, hayatı biraz da mizahi gören bir insan için “Akut” demek, bir yandan komik, bir yandan da biraz korkutucu bir şey. Çünkü hastalık deyince insan ister istemez “Bu akut falan olmasın?” diye düşünmeden edemiyor. Ama tabii ki, bu kadar da ciddiye almak gereksiz. Hadi gelin, biraz daha derinleşelim.
“Akut” Zihinsel Sağlıkta da Var
Bir an düşündüm, “Bu kadar yoğun tıbbi bir kelime nasıl bir anda benim kafamda komik bir şeye dönüştü?” Galiba bu sorunun cevabı biraz da etrafımda. Yani, ne kadar ‘hızlı’ ve ‘ani’ bir şey olursa, biz de o kadar hızlı tepki veriyoruz. Zihinsel sağlık da bunun bir yansıması gibi. Örneğin, sabah uyandığında bütün günün dertlerini kafanda büyütmeye başlıyorsan, birdenbire “akut” bir durum yaratmışsın demektir.
İç sesim: Bunu sen mi yazdın? Gerçekten mi?
Bir de bazen gündelik yaşamda da Akut’tan daha fazlasını görmek mümkün. Mesela, Birsen’in doğum gününde yaşananları hatırlıyorum. Herkes mutlu, kimse sorunlu değil. Ama ben, “İyi ama bu işlerin sonunda bir felaket olmasın” diye içten içe düşünüyordum. Neden? Çünkü bu tür bir “akut” düşünme hali var. Yani bazen gereksizce büyütüyoruz. Bu, tam anlamıyla “akut bir durum” yaratıyor. O yüzden bazen hayatı biraz olsun hafife almak gerek.
Akut Durumlar, Gündelik Yaşamda
Peki, gündelik yaşamda akut durumlar nasıl oluyor? Hadi, hemen bir örnek vereyim. Geçen hafta Burak’la kafede oturuyoruz. Dışarıda yağmur yağmaya başlamış. Herkes kaçışmaya başlamış ama biz, “Yağmur ne ya, işte bir sonraki taksiye binebiliriz” diye duruyoruz. Yani, bu tür “akut” durumlar aslında bizim stresle nasıl baş ettiğimizle ilgili. Her şeyin “çok acil” olmadığı bir dünyada, insanın bazen biraz sakinleşmesi gerekiyor.
Burak: “Beni bırak, sen niye bir anda ciddileştin? Neden mi? Çünkü Akut’un anlamını öğrendin!”
Bir yandan buna gülüyorum, ama diğer yandan aklımda şunu düşünüyorum: Her şeyin akut olmaması gerek. Bu, hayatı gerçekten rahatlatan bir şey. O yüzden, durun bir dakika, hadi birazcık geri çekilin ve “Akut’un anlamı nedir?” sorusunu düşünün.
Sonuç: Akut Ama Değil Akut
Sonuç olarak, Akut’un anlamı aslında düşündüğümüz kadar karmaşık değil. Akut, bir şeyin “ani” ve “şiddetli” olması anlamına geliyor. Ama aynı zamanda, bazen bir durumun bu kadar büyütülmesinin de gereksiz olduğuna dair bir ders de barındırıyor. O yüzden hayatı biraz daha rahat ve sakin yaşamak, akut durumları biraz olsun ertelemek önemli.
Ve ne yazık ki, Burak hala her şeyin “akut” olduğuna inanıyor. Ama ne yapalım, bu da hayatın bir parçası. Hem, bu yazıyı okuduktan sonra siz de biraz olsun rahatlayın diye söyledim, unutmayın: Akut ama değil, her şeyin tam ortasında kalmakta fayda var!